Subscribe to our newsletter to get our latest update & news consenter
Bir Millet, İki Devlet! Azerbaycan eski cumhurbaşkanı rahmetli Haydar ALİYEV’in deyişiyle ifadesini bulan ve Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri özetleyen bu söz, iki ülke arasındaki aynı dili konuşmanın, aynı kültürü paylaşmanın, aynı acıları ve sevinçleri hissetmenin, aynı tarihe tanıklık etmenin kısacası millet olmanın getirdiği duyguların en açık ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler, belki de dünyada başka iki ülke arasında olamayacak şekilde ticarî kaygılardan ziyade birinci derecede kardeşlik duygusu ile şekillenmektedir. Bunun en somut örneğini Dağlık Karabağ sorunu nedeni ile Türkiye’nin tek taraflı olarak 1993 yılından beri Ermenistan’a uyguladığı ambargoda görmek mümkündür. Zaman zaman Türkiye’nin aksine Azerbaycan’ın Türk vatandaşlarına vize muafiyeti uygulamaması veya Kıbrıs gibi konularda istenilen düzeyde anlayış/anlaşma ortamı oluşamasa da bu durum ikili ilişkiler kapsamında çözülemeyecek boyutta görünmemektedir. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler çok yönlü ve çok kapsamlıdır. Bu ilişkilerin derinleşmesi ve artırılması sadece bu ülkelerin genelini değil; Kars, Ağrı, Ardahan ve Iğdır’dan oluşan serhat illerinin de çok boyutlu kalkınmasını etkileyecektir. Zira Serhat bölgesi Türkiye’de Azerbaycan ile en fazla kültürel, tarihî ve ticarî bağlara sahip olan bölgedir. Bu bağların oluşmasında Kars-Tiflis-Bakü demiryolu gibi büyük projelerin katkısı oldukça fazladır. Azerbaycan Başkonsolosluğu’nun Kars’ta ve konsolos muavinliğinin Iğdır’da bulunmasının bu açıdan sembolik anlamı çok önemlidir. Bu rapor, kardeşlik bağları ile bağlı olduğumuz ve Serhat bölgesi için çok önemli bir ülke olan Azerbaycan’ı tanıtmayı, son yıllarda yaşadığı değişimleri ve imkânları ortaya çıkararak çok boyutlu ilişkilerin derinleşmesine ve artırılmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Türkiye-Azerbaycan ilişkileri çok boyutlu bir niteliğe ve farklı yönler itibariyle derinliye sahiptir. Bu çok boyutluluğun önemli yönlerinden birisini de ikili ekonomik ilişkiler teşkil etmektedir. İkili ekonomik ilişkilerde karşılıklı olarak yapılan yatırımlar ve ikili ticaret hacmi tam arzulanan düzeyde olmasa da bağımsızlığın il yıllarına kıyasla ciddi bir artıştan bahsetmek mümkündür. Türkiye’nin Azerbaycan’da petrol dışı sektörde, Azerbaycan’ın ise Türkiye’de enerji sektöründeki yatırımları iki ülke yetkilileri ve uzmanlar tarafından özellikle vurgulanmaktadır. İki ülke arasında imzalanan stratejik ortaklık ve karşılıklı yardıma ilişkin anlaşmayla ikili ilişkiler tüm alanlarda olduğu gibi ekonomik alanda da farklı bir boyuta taşınmıştır. Bu çalışmada ekonomik ilişkilerin hukuki altyapısı, ikili ekonomik ilişkiler açısından önemli yapıların işlevselliği, ikili ticarete ilişkin veriler, karşılıklı yatırımlar ve benzeri hususlar analiz edilmeye çalışılmış, özel bir çalışmaya konu edilecek olan enerji konusuna daha sınırlı bir biçimde değinilmiştir.
Azerbaycan, tarih sahnesinde M.Ö. 6. asırdan itibaren görülmeye başlar. Jeopolitik durumu itibariyle, devamlı istilalara uğramış ve çeşitli devletlerin hakimiyeti altında kalmıştır. Bu bölgede kurulan ilk devlet, Ahameni Komutanı Sahrap Atropates’in temellerini attığı krallıktır. Atropates Krallığının ismi zamanla değişikliklere uğramış, Sasanilerce Azurbeycan, Süryanilerce Azerbaigan olarak isimlendirilmiştir.
Türkler ve İranlılar ise bölgeye Azerbaycan ismi vermişlerdir.
Atropetes Krallığından sonra bölgeye sırasıyla Selevkoslular, Ermeniler, Romalılar ve Sasaniler hakim olmuşlardır. Türklerin buraya esaslı yerleşmeleri M.S. 4. ve 5. asırlarda olmuştur. Daha sonra Sasani Hükümdarı Nuşirevan bölgeye İranlıları yerleştirme politikasını takip etmiştir. Yedinci asırdan itibaren büyümeye başlayan İslam devleti Azerbaycan’ı fethe başladı. Bu fetih hareketi, 643’te bölge tamamen Müslümanların hakimiyeti altına geçmesiyle tamamlandı. Daha sonra Abbasiler burayı Türk emirler vasıtasıyla idare ettiler. Abbasi Devletinin yıkılmasıyla, bu topraklarda birtakım yerli hanedanlar beylik kurdular. Yedinci asırdan itibaren Selçuklu Akıncıları Azerbaycan’a girdiler. Fakat burada kesin bir hakimiyet tesis edemediler. 1015-1016’dan sonra buraya Oğuz boyları yerleşmeye başladı. 1043 senesinde Tuğrul Bey, amcası ve amcaoğlunu buraya fethe gönderdiyse de, Bizanslılarla uzun süren çarpışmalardan bir netice alınamadı. Azerbaycan’ın kesin Selçuklu hakimiyeti altına girmesi Sultan Alparslan devrinde olmuştur.
Azerbaycan, 12. ve 13. asırlar arasında Atabegler ve Harezmşahların hakimiyeti altına girdi. Daha sonra Moğollar, bölgeye 1320’de girmeye başladı. Cengiz’in burada hakimiyeti kısa sürdü, Cengiz’in ölümünden sonra Azerbaycan Cuci milletinin istilasına uğradı. Onlardan sonra İranlıların hakimiyetine giren Azerbaycan, bir süre sonra da Altınordu Devletinin hakimiyetine girdi. On altıncı asrın ilk yarısına kadar bu istilalar devam etti. Azerbaycan’a ilk Osmanlı seferi ise 16. asırdan itibaren başladı. Yavuz Sultan Selim Han Safevilerle olan savaşları esnasında, 1514’te Tebriz’i aldıysa da, şehir tekrar Safevilerin eline geçti. 1534’te Kanuni Sultan Süleyman Han Tebriz’i aldı ve ertesi sene bütün Azerbaycan’ı fethetti. 1555’te çıkan karışıklık sonucu Azerbaycan tekrar Safevilere bağlandı. Sultan Üçüncü Murad Han devrinde tekrar Osmanlıların eline geçti.
1539’dan sonra Azerbaycan’da muhtelif hanlıklar kuruldu. Bunlarda kargaşalık; 19. asra kadar devam etti. Bu asırda bazı kalkınma hareketleri başladıysa da, sonuçları ancak 20. asrın başlarında görüldü.
Nihayet, 28 Nisan 1920’de kızılordunun istilası ile Sovyet rejimi ilan edildi. Azerbaycan bugünkü statüye gelene kadar, Gürcüler-Ermeniler ile birlikte Kafkasya federasyonu şeklinde idare edildi.
5 Aralık 1936’da topraklarının bir kısmı Ermenilere bir kısmı da Gürcülere verildi. Böylece Kafkasya’da kalan Azerbaycan toprakları üzerinde Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan olmak üzere Rusya’ya bağlı üç cumhuriyet kuruldu.
Komünistlerin istilası sırasında, milletin arasına bozuk fikirler yerleşmeye başladı. Bu arada İslamiyeti bozucu, reformist fikirler de gelişti. Millet, bu reformistler ile komünistler arasında şaşırdı ve komünizme karşı yapılan başkaldırmalar başladı. Ancak bunlar her defasında çok kanlı olarak kızılordu tarafından bastırıldı. Komünistlere karşı 56 şiddetli isyan olmuştur. 1989’da Rusya’da başlayan Glasnost ve Prestroika politikası ile Kuzey Azerbaycan’da maddi ve manevi değerlere dönüş başladı. Ermenilere verilen bölgeleri geri almak için ayaklanmalar oldu. 1990’da bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Cumhuriyetine giren Kızılordu, ülkeyi baştan başa kana buladı. Sovyetler Birliği, bir süre bağımsızlığını ilan etmeye çalışan cumhuriyetlerine karşı baskısını sürdürdü ise de, Ağustos 1991’de Azerbaycan, Letonya, Estonya ve Litvanya bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bunları diğer Türk devletleri takip etti. Azerbaycan ile Ermenistan arasında Karabağ yüzünden çıkan savaş devam etmektedir. 1992 ortalarında yapılan seçimleri kazanan Halk Cephesi lideri Ebulfeyz Elçibey devlet başkanı oldu.
İlham Aliyev, Azerbaycanlı siyasetçi, 2003’ten beri Azerbaycan’ın dördüncü ve mevcut Cumhurbaşkanı. Önceki Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in oğludur. Ayrıca Yeni Azerbaycan Partisinin Genel Başkanlığını yürütmektedir.
Sovyetler Birliği’nin son döneminde Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti’nin Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’ne bağlı Dağlık Karabağ’da hak iddia etmesi etnik çatışmalara yol açtı ve bu karmaşık koşullar altında 18 Ekim1991’de Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti. Bu dönemde iktidarda olan Azerbaycan Komünist Parti Genel Sekreteri Ayaz Mutallibov, bağımsız cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı oldu, ancak Mart 1992’de Dağlık Karabağ’daki Hocalı Katliamı’ ndan sonra istifa vermeye zorlandı. Şuşa ve Laçın şehirleri Ermeni silahlı kuvvetlerince işgal edildi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin baskılarında dolayı KKTC’ye Türkiye hariç direkt uçak seferi düzenlenmemekte ve Ercan Uluslararası Havalimanı ve Geçitkale Havaalanı sadece Türkiye ve Azerbaycan tarafından yasal havaalanı olarak tanınmaktadır.
Yine 1974 yılında Rum Tarafı tarafından KKTC’nin limanlarının, tüm dünya gemilerine kapatıldığı ilan edilmiştir. Türkiye bu ilanı tanımamış ve Türk limanlarını serbest ulaşıma açmıştır.
Azerbaycan 39° 24′ kuzey enlemleri ile 44° 46′ doğu boylamları arasındaki coğrafi bölgeye yerleşmiştir. Sınırların uzunluğu 2013 km’ dir. Azerbaycan’ın İran’la 611 km, Türkiye ile 9 km, Rusya ile 284 km, Gürcistan ile 322 km ve Ermenistan ile 787 km sınırı vardır. Doğusunda ise Hazar Denizi ile çevrilmiştir. Dorukları 5000 metrenin üstünde ve buzul kaplı olan Büyük Kafkaslar, kara yolculuğunu önemli derecede sekteye uğratmaktadır. Azerbaycan’ın yüzölçümü 86.600 km²dir.
Güneyde Ermenistan’ ın dağ kütleleri, kuzeyde ise yüksek Kafkas Dağları vardır. Azerbaycan’ın dağları; Büyük Kafkas Sıradağları (4.000-5.000 m.) içinde yer alan Bazardüzü (4.466 m), Şahdağ (4.243 m), Pazaryurdu (4.126 m), Tufan (4.191 m), Yarıdağ (4.116 m), Ragdan (4.020 m) dağları, Küçük Kafkas Sıradağları içinde yeralan Kapıcık (3.906 m.), Gazangeldağ (3.829 m), Biçenek Aşırımı (2.346 m), Karabağ Volkanik Yaylasında yeralan Delidağı (3.616 m), Murovdağ silsilesinde yeralan Kamışdağ (3.724 m), Hinal dağı (3.367 m), Kepez (3.066 m), Zengezur Sıradağları içinde yeralan Büyük Işıklı (3.550 m), Talış Sıradağları silsilesinde yeralan Kömürköy (2.493 m.) ve Kızyurdu (2.433 m) dağlardır. Azerbaycan 657 metre deniz seviyesinden yüksektir ve topraklarının çoğunluğu dağlık alanlardır. Azerbaycan’ın en uzun nehri 1.364 km Hazar Denizi’ne dökülen Kura Nehri’dir. Aras Nehri ise 1.072 km’dir.
En büyük doğal gölü 67,0 km² ile Sarısu Gölü’dür. En büyük yapay gölü 605,0 km² ile Mingeçevir Baraj Gölü’dür.
Çevresinin dağlar ve yüksek tepelerle çevrili olmasına rağmen Azerbaycan’ın büyük bir bölümü ovadır ve topraklarının en verimli yerleri arasında Kura ve Aras nehirlerinin karıştığı deltadır.
Azerbaycanda ılıman bir iklim varıdır fakat Hazar Denizinden içeriye doğru, yüksek dağlarda ve diğer yüksek kesimlerde sert bir iklimle karşı karşıya kalınır. Yüksek kesimlerde kışlar uzun, soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise serin geçer. Ovalarda ise kışlar serin ve yağmurlu ve bazen karlı, yazlar sıcak ve kurak geçer.
Azerbaycan ülkesi ovalarda genellikle bozkırdır, %25 ise bir bölümü dağlarda olmak üzere ormanlarlarla kaplıdır. Kuzey ve güney kesimlerinde dağların 2000 metre yüksekliğine kadar ormanlar görülür. Azerbaycan’ın doğal hayatında çoğunlukla bulunan hayvanlar, kızıl geyik, alageyik, karaca, dağ keçisi, karapaça, bizon, yaban domuzu, pars, Avrasya vaşağı, yaban kedisi, boz ayı, kurt, kızıl tilki, dağ faresi, sincap, Kafkas köstebeği Kafkas sivriburunlu faresi.
Azerbaycan iklimi dünyadaki 11 iklim çeşidinden 9’una sahiptir. Yıllık ortalama sıcaklığı 10 °C’ın üzerindedir.